Rusya’nın Ortadoğu politikası -///=> ANP
Rusya’nın Ortadoğu politikası
2012-08-18  
Sovyet dönemindeki ideolojik perspektiften kaynaklı sabit hedefli politikalardan sonra Rusya’nın Ortadoğu politikası diye formüle edilmiş bir politikadan söz etmek ve bu konuda öngörülerde bulunmak güç olabilir
Rusya’nın OrtadoÄŸu politikası
RAHMÄ° YAÄžMUR / Moskova
Sovyet dönemindeki ideolojik perspektiften kaynaklı sabit hedefli politikalardan sonra Rusya’nın OrtadoÄŸu politikası diye formüle edilmiÅŸ bir politikadan söz etmek ve bu konuda öngörülerde bulunmak güç olabilir.
Zaten batının sistem karşıtı alanları liberal ekonomik- politik sisteme entegre etme, dünya ticaretini yönetme, buradaki Hidrokarbon rezervleri ve transitini (gelirlerini ve bunun Avrupa endüstrilerini) yönetme çabası ve Ä°srail’in güvenliÄŸine iliÅŸkin özel durumun dışında OrtadoÄŸu gibi karmaşık bir yapı için ortak bir politika gütmüyor. Bölgedeki her ülkeye (ve hatta bunlar kadar etkili silahlı toplumsal örgütler), ülkeler arası iliÅŸki ve gerilimlere iliÅŸin özel politikalar yürütüyor. Elbette ki bu onlar için çok önemli ki DoÄŸuda kalan ve buradaki operasyonları yöneten David Petraeus CIA başına getiriliÅŸi bu bölgenin BirleÅŸik Devletler için önemini ortaya koyuyor. Bu aynı zamanda BirleÅŸik Devletlerin askeri ve politik hedeflerindeki öncelikleri konusunda ipuçları veriyor.     
Rusya için de benzer bir tespitte bulunabiliriz, yani bölge için henüz kısa ve uzun vadeli öngörülerde bulunan geleceÄŸi etkileme iddiası taşıyan bir stratejiden söz etmek güç. Rusya’da BirleÅŸik Devletler kadar karmaşık, profesyonel ve askeri güç ile desteklenmiÅŸ olmasa da önemli bir küresel oyuncu olarak bu karmaşık alan için her ülkeye özgü özel bir politika önemli bir diplomasi yürütüp; bölgesel baÄŸlantılar ve çeliÅŸkiler için alan ve zamana özgü politikalar yürütüyor.
Gericilik sümörgeciliÄŸn dramatik bir biçimde sürmesinin zeminini oluÅŸturuyor 
Arap dünyası 20. yy ortalarında yani Sömürge sonrası dönemde askeri ve ekonomik izleri silme çabası içinde geliÅŸen devrimci Arap milliyetçiliÄŸi ne güçlü bir demokrasi zeminini ne de doÄŸru bir sosyalist eÄŸilimin geliÅŸmesine izin veriyordu. Bu yüzdende ABD ve Rusya ile belirsiz ve istikrarsız bir iliÅŸki geliÅŸtiriyorlardı. Zaten sabah erken kalkan on başının darbe yapma geleneÄŸi olan bir alanın içerde ve dışarıda kurumsal politika yapma imkânından söz edilemez. Bu güresel güçlerin onları ele alış ve deÄŸerlendirmesini de etkilemiÅŸtir. Bu aynı zamanda ve Dramatik bir biçimde sömürgeleÅŸtirilmesine veya sömürge durumunun sürmesine ve eski çaÄŸlarda sabitlenmesine yol açan politik hikâyesidir. 
Tabi ki Rusya Federasyonu Sovyetlerden sonra yaÅŸadığı dağınıklığı kısmen aÅŸtıktan sonra yakın çevrenin güvenliÄŸi açısından bölgeye geri dönüp Anti Atlantikçi duruÅŸları koruma ve cesaretlendirmeye çalışıyor. Ama bu çoÄŸu zaman dar ekonomik çıkarlar ve basit pragmatik yaklaşımların gölgesinde kalıyor.
Rusya geçmiÅŸtekine benzer ÅŸekilde Anti Emperyalist bir teoriye dayanmıyor ancak tamda bunun literatürüne benzer ÅŸekilde bölgedeki Anti Amerikan ve anti Atlantikçi eÄŸilimlerin sürmesi için özel bir çaba harcıyor. Bunu onları kendine yakın tutmanın temel yöntemi olarak kullanıyor. Bu aynı zamanda Rusya’nın içinde ve uluslar arası alanda yaÅŸadığı ideolojik kimlik sorununa görme açısından çaÄŸrışımlar yapıyor. Bu zaaf aynı zamanda Batı’nın giremediÄŸi bir jeopolitik alan yaratma isteÄŸini hayal haline getiriyor. Çünkü Rusya hegemonya oluÅŸturacak bir ideolojik perspektiften yoksun.  
Rusya artık islamı (ABD’den çok daha fazla) bir kâbus gibi görüyor
Rusya (tam da bu yüzden) kendi jeopolitik alanı olarak deÄŸerlendirdiÄŸi OrtadoÄŸu’yu aynı zamanda kendi ana jeopolitiÄŸini alanını parçalayacak ideolojinin merkezi olarak deÄŸerlendiriyor. Ä°slam, Rusya için ABD gibi terör retoriÄŸi içinde deÄŸerlendirilen rutin bir tehdit deÄŸil aynı zamanda kendi imparatorluk topraklarını (örneÄŸin Kuzey Kafkasya) parçalayıp koparacak, kalan alanları (Tataristan gibi) istikrarsızlaÅŸtıracak bir kâbus olarak görüyor. Sadece Ä°slam’dan da deÄŸil Arap ayaklanmaları gibi halk isyanlarını da kendi alanlarına sıçrayabileceÄŸine iliÅŸkin endiÅŸeler taşıyor. yani bu alanları ideolojik olarak etkileme ve hegemonya kurma çabasında deÄŸil onların hegemonyasından ürker hale gelmiÅŸtir. Bu onda çok yönlü güvenlik kaygılarına yol açıyor. ÖrneÄŸin NATO’nun Afganistan’dan çıkmaması için ısrarlı bir diploması yürütmesi bu endiÅŸelerin bir devamı. Oysa Sovyetler kaba materyalizmle bile dünyada en fazla Ä°slam bölgelerinin sempatisini kazandı.  
Yine örneÄŸin bu alandaki askeri ve siyasi hareketlilik ve uygulanan yaptırımlar Hidrokarbon rezervlerinin yönetimi dünya enerji fiyatlarını etkiliyor.   Enerji fiyatlarındaki dalgalanma Rusya’nın (bu sektöre olan bağımlılığından dolayı ) ekonomisini (pozitif ve negatif) yönlerden etkiliyor. Rusya’nın insiyatifini daraltıyor.  
Burası pozitif ve negatif yönleriyle Rusya’dan etkilendiÄŸi kadar etkileyen yönlere sahiptir. Moskova’nın bu nedenlerle genel yaklaşımların ayrıntıları çok daha karmaşık ve özel ekonomik askeri ve diplomatik iliÅŸkilere dayanıyor.
Iran’ın pozisyonunu korumasını istiyor
Moskova’nın Ä°ran politikaları bu anlamıyla emsal teÅŸkil ediyor. Rusya bir yandan Hazara ve komÅŸu bir ülkenin nükleer silah sahibi olmasını önlemeye çalışırken bir yandan buraya yönelik müdahaleyi engellemeye çalışıyor. ÖrneÄŸin bu müdahale gerekçesiyle Gürcistan’dan sonra Azerbaycan’da giderek Rusya’dan uzaklaÅŸtırıp dönüÅŸtürülüyor. Azerbaycan’a Ä°ran’ın bir kısmı vaat edilerek müdahale için aktif rol üstlenmesi saÄŸlanıyor. Bu otomatik olarak Rusya’dan uzaklaÅŸmasına yol açıyor.
Güncel pratik olarak Ä°ran Rusya’nın silah ticaretinde, özellikle savaÅŸ uçakları ve denizaltılar bakımından, en önemli müÅŸterilerindendir. Hatta 1990’ların sonuna gelindiÄŸinde Ä°ran, Rusya’dan silah satın alan ülkeler sıralamasında üçüncü sırada yer alıyordu. Tüm uluslararası itirazlara raÄŸmen iki ülke BuÅŸehr Nükleer reaktörünün inÅŸa edip çalıştırmışlardır. Ama bunun yanında Hazar’daki anlaÅŸmazlıkları sürmüÅŸ ve Moskova vaat ettiÄŸi S-300 satmaktan vazgeçmiÅŸtir. 
Yine Arap Ä°srail çatışmasında geleneksel olarak Arapların yanında görünüp Filistin hareketini tanısa da Ä°srail’i dikkate almış ve “vizesiz” bir iliÅŸkiyle sürdürmüÅŸtür. Bu ülkenin nüfusunun % 10’dan fazlasının Rusya’dan göç eden Yahudilerden oluÅŸmasının bunda rolü var. Bu yüzden Rusya Ä°ran, Libya ve Suriye’ye yaklaşımlarda Ä°srail’in yaklaşımlarını da dikkate almıştır.  
Rusya Arap ayaklanmalarını durdurmak zorunda olduÄŸunu düÅŸünüyor
Rusya’nın Suriye politikası da böyle bir karmaşık zemin üzerine kuruludur. Rusya bazı çıkarlarını ve son müttefik durumundaki Suriye’yi kaybetmek istemiyor. Bunun herkesçe bilinen yönleri var bu ülkeden sonra sıra Ä°ran’a geleceÄŸi veya ilerleyip Kafkasları etkileyebileceÄŸi gibi. Suriye Çin ve Rusya tarafından kendilerini gerileteceÄŸi ilk adımların baÅŸlama noktası olarak görülüyor. Bu öngörü Afrika’da geriletilmenin deneyimine dayanıyor. Bunun Türkiye’nin eliyle yapılması insana Zbigniew Brzezinski’nin Stratejik Vizyon adlı kitabının kapağındaki Türkiye olmadan Asyalı güçlerin önlenemeyeceÄŸine iliÅŸkin cümlesini hatırlatıyor. Rusya geriletilmeye karşı daha radikal önlemler almaya çalışıyor. Bunun silahlanma ve diÄŸer askeri hareketler ve bloklaÅŸma ile yapmaya çalışıyor. Ama yukarda da belirttiÄŸimiz gibi saÄŸlam bir ideolojik perspektifi yok. Bu onu dış politikada istikrarsız ve güvensiz bir oyuncu olmasına yol açıyor.    
Bu Åžekilde Rusya’nın OrtadoÄŸu politikası konusunda bazı fikir jimnastikleri yapabiliriz. Ama Putin’ın ikinci dönem baÅŸa gelmesiyle birlikte yeni bir dış politika doktrini oluÅŸturma çalışmalarını resmen baÅŸlattı. Ä°lk döneminde Aleksandr Dugin’in jeopolitik haritasını benimsemiÅŸ ve dış politikasını bu perspektifle ÅŸekillendirmiÅŸti ama yeni dönemde belki bu jeopolitik perspektifi biraz daha pratikleÅŸtirebilecek yeni bir dış politika doktrini OrtadoÄŸu politikasını daha sistemli hale getirebilir.


Print


.
2018-03-07 - 04 :19    Ä°NSANLIÄžA KARÅžI ZULMÃœN DE SONU VAR
2016-12-03 - 17 :56    SABAH`ın REZALETÄ° ve UTANÇ HABERÄ°
2016-01-22 - 16 :31    Qazî MIHEMED: DÜŞMANLARINIZA ALDANMAYIN
2016-01-07 - 15 :30    KÃœRT TARÄ°HÄ°NIN GÄ°ZLÄ° HAZÄ°NELERÄ° AÇIKLANIYOR
2015-05-24 - 00 :52    Osmanlılar ve Acemler Arasında Kürdler
2015-05-24 - 00 :35    “Azeriler ve Ermenilerin Kürdlere karsi soykırımi”
2015-03-28 - 07 :54    Arap şövenistleri Rojavayı nasıl AraplaÅŸtırdı ?
2015-03-28 - 07 :43    Susuz HoÅŸgeldi köyünden BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’na çaÄŸri
2014-12-20 - 08 :33    ÅžENGAL iÅŸit vahÅŸetinden KURTARILDI !
2014-04-26 - 17 :07    Kürt imamlardan Ermenilerin korunması için fetva
2012-12-05 - 16 :43    Ninelerimizin Ermeni komÅŸuları
2012-11-24 - 15 :54    Müslümanlar Ermenilerin nesi olur?
2012-08-18 - 00 :21    Rusya’nın OrtadoÄŸu politikası
2012-04-03 - 02 :37    Sabri Atman : Süryani Soykırımı kabul edilsin
2012-01-17 - 00 :26    Federal Kürdistan’da politik islamin anatomisi
2011-12-28 - 00 :12    Diken : Fıleleri kaybettiÄŸimizde coÄŸrafyamiz da yoksullaÅŸtı
2010-11-21 - 01 :11    Cumhuriyet Kürdlere Ne Kazandırdı?
2009-08-27 - 23 :26    Kafkasya Kürdistan`ının iadesi
2009-02-17 - 02 :45    Burkay : Din-Siyaset iliÅŸkileri-3
2009-02-13 - 01 :44    Burkay: Din-Siyaset iliÅŸkileri-2



About us  |  Contact information
Copyright 2008, ANP. All rights reserved.
Powered by Med Diplomatic